İsmin önemine, bir önceki yazımda değinmiştim. Kültürel geçmişimize göz attığımızda, çocuğa isim koyma geleneğinin bazı durumlarda toplandığı görülür. Burada tarihin derinlerindeki geleneklerden değil, günümüzde isim vermede hangi yolların tercih edildiği üzerinde duracağım. Bunlar;

– Aile büyüklerinin isimleri ilk sırayı almaktadır. Aile büyüklerini yeni doğan çocuklar sayesinde yaşatmak isteği oldukça kabul gören bir seçenek olarak görülmektedir.

Tarihi şahsiyetlerin isimleri tercihler arasındadır. Bunları irdelediğimizde ilk akla gelenler; tarihe damgasını vuran devlet adamları ve milli kahramanlardır. Milli şuurun canlı tutulmasında önemli bir yeri vardır. Kültür devamlılığı açısından değerlidir.

– Sevilen veya ünlü olan insanların isimleri tercih edilen başka bir seçenek olarak yerini almaktadır. Bunlar; film ve dizi oyuncuları, çeşitli spor dallarında başarısı ispat edilenler, ses sanatçıları, sevilen siyasetçiler.

Anne babaların hayat görüşlerini çağrıştıran kelimelerden oluşan isimler de oldukça rağbet görmektedir. Bu konuda aşırıya kaçılmaması tavsiye edilir.

Son günlerde moda olan, anne babaların isimlerini oluşturan kelimelerden alınan hecelerin birleştirilmesi ile meydana getirilen, tamamen anlamsız ve şuursuzca verilen isimlere de rastlanmaktadır.

Başka bir konu da, kızlara erkek ismi, erkeklere de kız ismi verilmesi meselesidir. Burada hangi gerekçe ile olursa olsun çocukları yaşıtları arasında ve içinde yaşadıkları toplumda zor durumda bırakacak isimlendirmekten sakınmak gerekir.

Farklı kültürlerin etkisiyle sahiplenilen isimlere az da olsa rastlandığını söylemeden geçemeyeceğim. Türk-İslam kültürünü yansıtmayacağı için zaten uygun olmayan, ileride çocukları da zor durumda bırakabilecek bir husustur.

Toparlayacak olursak, ismin kelime manası ve algılanması önemlidir. Dünyayı terk etmiş bir aile büyüğüne veya yakınına saygı gösterilirken, bu dünya ile yeni tanışmış birine ileride rahatsızlık verecek bir hata ya da yanlışlıkta ısrar etmenin bir anlamı yoktur

İsmi alınan kişilerin gelecekte de aynı derecede rağbet görüp göremeyeceği hesap edilmeden yeni doğmuş, gelecekte ne olup olmayacağı belli olmayan birine isim verildiği unutulmamalıdır. Çocuğun yetişip hayata atıldığında onu ne derece taşıyacağı ve yaşadığı ortamda nasıl bir kabul göreceği düşünülmelidir.

Hiçbir kadın kendisine “Bey”, hiçbir erkek de kendisine “Hanım” diye hitap edilmesinden hoşlanmaz. Bunlarla birlikte kültür emperyalizminin ilk basamağını oluşturan yabancı, isimlere karşı dikkatli olunmalıdır.

Bahsettiğimiz konulara dikkat çekmek için rastlanılan ve olumsuz anlam taşıyan bazı kelimeleri burada paylaşmak istiyorum.

Aral: Adalar topluluğ. Barlas: Savaşçı. Belin: Şaşkın. Dudu: Yaşlı Ermeni kadını. Ilgın: Çit bitkisi olarak kullanılan bodur ağaç. İlgin: Yabancı, el. Yalım: Ateş dili, alaz, alev.

Jülide: Dağınık, perişan, karma karışık. Farsça bir kelimedir. Hera: Yunan mitolojisinde tanrıça. Lara: Latin mitojisinde adı geçen ölüm perisi. Sara: Epilepsi hastalığı. Lena: Magdalalı kadın, bizden biri, hurma ağacı.

Bunlarla birlikte hiç kimse; satılmış, savaş, isyan, yosma, kömüş (manda, camuz) v.b. gibi isimler ile anılmak, çağrılmak istemez.

İçinde yaşanılan zamanın veya olayların etkisinde kalarak anlık hevesleri tatmin amaçlı konan isimler, o ismi taşıyacak olan insanı, taşıdığı mana ve çağrıştırdığı anlam bakımından sıkıntıya sokacağı için zor durumda bırakacaktır. Çocuklara verilen isimler yetişkinleri tatmin amaçlı olmamalı, o insanın ömür boyu kıvançla taşıyabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, insanın yaşantısı boyunca çağrılacağı ismin, çağrıştırdığı anlam önemlidir. Çağırılan ve diğer duyan insanların kulaklarında olumsuz algılanmamasına dikkat edilmelidir. İsimlerin insan psikolojisine etkisi, tahmin edilmediği kadar önemlidir. Olumlu anlam içeren ve kulağa hoş gelen kelimeler ne kadar kişiyi olumlu yönde etkiliyorsa, olumsuzluk çağrıştıran kelimelerde kişiyi aynı derecede olumsuz olarak etkileyecektir.

Not: Sonraki yazı, “Çocuğa İsim Vermede İnanç Faktörü”.