Okuma: Bir yazıyı meydana getiren harf, şekil ve işaretleri anlamlandırmak ve seslendirmek şeklinde açıklanabilir. Daha geniş manada ise, gödüğü ve duyduğuklarını çözümleyerek anlamlandırma olarak tarif edebiliriz.

Alışkanlık: Bir şeye alışık olma hali, tekrarlar sonucu yatkınlık kazanma durumu, herhangi bir konuda şartlanmışlık durumu, belirli bir konuya samimi duygularla yaklaşmak türünde anlamlar yüklenen bir davranış biçimleriyle karşılaşılmaktadır.

Birçok kelimede karşılaştığımız gibi alışkanlığın da olumlu ve olumsuzluklarından söz edebiliriz. Biz kelimenin anlamını olumlu yönde ele alarak yolumuza devam edeceğiz. Alışkanlığın hem kişinin kendisine hem de içinde yaşadığı topluma olumlu yönde katkısından bahsedeceğiz.

İnsan, içinde yaşadığı toplumun ürünüdür. Bireyi toplumdan ayrı tutmayı düşünmek doğru bir yaklaşım olamaz. Toplumun yaşayış, anlayış ve algılayış biçimi aynen bireyde de tezahür edecektir. Bu açıdan irdelenecek olursa; aile, çevre, arkadaş, eğitimciler, eğitim sistemi, toplumsal davranış, kitabın uygunluğu ve ekonomik sebepler olarak konuyu birkaç başlıkta ele almakta yarar olacaktır.

Çocuğun anlama, algılama, kavrama ve gözlem yapabilme becerileri gelişmeye başladığı ilk dönemde görebileceği rol modeller aile bireylerinden oluşmaktadır. Diğer konularda olduğu gibi çocuğun okumaya karşı ilgisi de aile bireylerinin ilgisi paralelinde gelişecektir. Anne, baba ve varsa kardeşlerin okumaya olan ilgileri çocuğu bu konuda olumlu yönde etkileyeceği gibi ilgisizlikleri de olumsuz yönde etki edecektir.

Çocuğun hayal gücü ve yaratıcılıklarını geliştirmede etkin bir materyal olduğundan yola çıkarak, çocuğun kitapla tanışıklığı okumayı öğrenmeye başlamasından önce sağlanmalıdır.

Sesli okuma yapılarak çocuğun dinlemesine imkân vermek, kitapla ses arasında bağlantı kurmasına katkı sağlayacaktır. Resimleri ayırt etmeye başladığı dönemde, resimli kitapları birlikte okumak, ses resim bağlantısı ve kitap ilişkisi kurulması açısından önemli bir etkinlik olacaktır.

Kitap hakkında konuşmak, içerisindeki resimler üzerinde çocuğun görüş ve düşüncelerini almak, çocuklarda gerçek bir okur olma duygusunu yaşatmak yönünde yararlı olacaktır. Okunan metinler, açıklanan resimler sayesinde çocukların kelime dağarcıkları gelişecek; anlama, algılama ve kavrama becerilerini pekişecektir.

Öncelikle çocuklarda, okumaya karşı arzu uyandırmak ve bu işi severek yapmalarını sağlamaktır.

Çocukların zihinsel gelişimleri ve psikolojik özellikleri yetişkinlere göre farklılık arz edeceği için okuyacakları kitaplar da ona göre seçilmelidir. Çocuk kitapları; konu, dil üslup ve fikir bakımından onların rahatlıkla okuyabileceği, anlayabileceği, kavrayabileceği ve o işi yapmaktan zevk alacağı düzeyde olmalıdır.

İlk başlarda okunacak metinlerdeki ritim bütünlüğü ve ses akışı önemlidir. Yaş ilerledikçe mana ve fikir örgüsü öne çıkmaya başlar. İlköğretim çağ çocuklarının yaş seviyeleri bilgi edinmekten çok bilgiye ulaşmayı öğrenmelerini gerektirir. Böyle bir dönemde çocukların gereksiz bilgi birikimi sağlayacak yanlışlıklardan kaçınmakta yarar vardır. Öncelikle okul programları buna göre hazırlanmalıdır.

Kitap okuma ile ders çalışmayı birbirinden ayırmak gerekir. Okuma alışkanlığının gelişmesi özellikle ders dışı kitapların okunmasıyla sağlanmalıdır. İstek dışı bir faaliyet olan ve bir görev addedilen ders öğrenme amaçlı okumalar, okuma alışkanlığının kazandırılması aşamasında olumsuz etki yapan unsurlar arasında sayılabilir.

Ülkenin sınav sisteminin beraberinde getirdiği test çözmenin hastalık haline gelmesi ağırlıklı olarak bu döneme rastlar. Çocukların yaşları gereği kendilerini bulma dönemi sayılan bu yaş grubunda dünya nimetlerini tanıma ve tatma imkânı bulması gerekirken her dakikalarının test kitapları başında geçirilmesi gibi büyük yanlıştan dönülmelidir.

Belli bir yaşa ulaşmış ve hala okuma alışkankığı kazanamamış olan yetişkinlerin de sabır ve sebat ile kitaplarla tanışması ve bilinmezliğin derinliklerine dalması hiç de zor olmayacaktır. Her işte olduğu gibi bir yerden başlamak en doğru olanıdır. İlk anlarda merak ve ilgilerin yoğun olduğu alanlarda okumaya başlandığında, belirli bir tatmin noktasından sonra farklı alanlara kayma ihtiyacı doğacaktır. O aşamaya gelen her yaştaki insanın iyi bir okuyucu olması mümkündür.

Not: Haftaya “Mitoloji Ve Kültür” konusuyla sizlerle birlikte olacağım.